30 Temmuz Cumartesi günü Ankara’nın değişik semtlerinde bulunan 5 Alevi kurumuna yönelik eş zamanlı saldırılar gerçekleşti. Yapılan bu saldırılar Türkiye tarihinde yaşanmış karanlık provokasyonlara benzemektedir ve çok büyük tehlikeler içermektedir. Devlet eliyle gerçekleşen birçok provokasyon sonucu yaşanan katliamlarda yüzlerce alevi inancından vatandaş katledilmiştir.
Son dönemlerde Yahudi ve Ermeni mezarlarının tahrip edilmesi, Alevi emekçilerin evlerinin işaretlenmesi, bunları yapanlara karşı göstermelik girişimlerin ötesinde bir şeylerin yapılmaması yeni katliam endişelerini artırmaktadır. AKP hükümeti yaşanan ekonomik ve politik sorunlara karşı emekçilerin birleşmesini engellemek için, ırkçı-inkarcı-tekçi politikaları teşvik ederek düşmanlaştırmaktadır.
Bağımsız, demokratik, gerçekten laik bir Türkiye bizim de özlemimiz!
Bu sene izine gidenlerin yakından tanık olduğu gibi, milyonlarca emekçinin yaşam koşulları olağanüstü kötüleşmiştir. Zenginlerin ve AKP çevresinde kümelenmiş tefecilerin servetleri olağanüstü artmıştır. Ülkenin dört bir yanı zenginlere peşkeş çekilmiştir. Bugün Alevi kurumlarına yönelik gerçekleşen saldırılar ve provakasyon girişimlerinin nedenlerinden birisi, emekçilere sahte düşmanlar göstererek bu sömürü düzeninin üstünü kapatmak olsa da, senelerdir devam eden Alevi inancının inkarının da devamıdır.
Türkiye‘nin demokratikleşmesi, değişik inançlardan ve uluslardan halkların eşit ve kardeşçe yaşaması ancak emekçilerin birleşmesiyle mümkün olabilir. Alevi, Sünni ve diğer inançlardan emekçilerin birliği ve ortak hak mücadelesi, bu provokasyonları boşa çıkaracak asıl güçtür.
Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu ve Day-mer Ingiltere olarak, bu saldırıları kınıyor, tüm emekçileri Türkiye halklarıyla dayanışmaya çağırıyoruz!