Ankara Sincan Cezaevi kampüsünde görülen davada, Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski eşbaşkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da aralarında olduğu çok sayıda siyasetçiye haksız, hukuksuz bir şekilde yüksek hapis cezaları verild. Demirtaş 42 yıl, Yüksekdağ 30 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. Yargılanan bazı siyasetçiler beraat ederken bazıları da aldıkları cezaları yattıkları için tahliye edildi
Cezalandırılan özgürlük ve barış isteyen Kürt halkıdır!
İŞİD’in Kobani’ye saldırdığı dönemde Türkiye halkları bu terör örgütüne karşı sokağa çıkmış, Kobani sınırında insan zincirlerini oluşturarak şeriatçı İŞİD’e karşı mücadele örgütlemişti. Ve bu mücadele kazanmıştı.İŞİD’e destek veren bütün güçler, Kobani’nin kazanmasıyla bir kez daha yenilgiye uğratılmış ve bunun üzerine de ülke içinde demokratik Kürt hareketine karşı geniş bir saldırı dalgası başlatılmıştı.
Demirtaş ve arkadaşarı her fırsatta Kürt sorununun demokratik, barışçıl yollarla çözülmesinitalep ettiler. Bunu Kobani kumpas davası sürecinde de defalarca tekrarladılar. Buna rağmen yükselen barış sesi susturuldu. Verilen yüksek cezalar asıl olarak Kürt sorununun demokratik yollarla çözülmesine karşı çıkma, Kürt halkını yalnızlaştırma, tecrit ve savaşa devam etmekten başka birşey değildir.
Avrupa devletleri ikiyüzlü politikalarına son vermelidir!
Kobani davasında verilen yüksek cezalar aynı zamanda AB’nin de ikiyüzlülüğünü ortaya koymuştur. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AHİM) Demirtaş’ın serbest bırakılmsını istemiş ve Türkiye’deki otoriter rejim bu kararı tanımayarak reddetmişti. Buna ragmen AB ve diğer Avrupa devletleri, evrensel hukuk normlarını tanımıyan Erdoğan ve rejimi ile ekonomik, askeri ve siyasi ilişkilerini bozmadan sürdürmektedir. Çünkü AB ülkelerinin demokrasi söylemleri samimi değildir ve halkları kandırmak amaçlıdır. Eğer samimi ise AHİM kararlarının hayata geçmesi için AB konseyi gerekli adımları atmalıdır.
Tüm işçi ve emekçileri, demokratik kurum ve kuruluşları Türkiye’deki demokrasi güçleri ile ve politik tutsaklarla dayanışmayı güçlendirmeye çağırıyoruz.
DİDF olarak yıllardır Türkiye’nin önemli sorunlarından birisi olan Kürt sorununun demokratik bir şekilde çözülmesini istiyoruz. Ve bugün yargının AKP’nin direktifleri doğrultusunda vermiş olduğu bu kararın derhal geri alınmasını, başta Selattin Demirtaş olmak üzere tüm politik tutsakların serbest bırakılmasını istiyoruz.
Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu